Google nasıl başarılı oldu diye düşündüğümde tekrar bu şirketin mucizevi yönlerini hatırladım. Şirketin her sene yaptığı geliştirmeler öyle bir seviyede ilerliyor ki başarısız diye adlandırılan girişimleri bile kısa sürede unutuluyor. Adını her gün gördüğümüz bu arama motoru, sadece arama motoru olarak farklı değil. Başarısının temelinde bir yönetim stratejisi ve insan yönetimi yatıyor.
Google 1998 yılında duyurulduğunda hikayesi dünyada yayılmaya başladı. Aslında Google’ın benzersiz hikayesi 1995 yılında başladı. Google’ın kurucuları Larry Page ve Sergey Brin ilk tanıştıklarında arama motoru fikri üzerinde birleştiler. Lisans üstü projeleri için arama motoru çalışmasını yapmak istediklerindeyse, öğrendikleri teorik bilgileri somuta çevirmek için çalışmalarını başlattılar. Larry ve Sergey’in birlikte verimli çalışamadıkları söyleniyordu. O dönemlerde Backrub ortaya çıktı. Backrub ismi çok popüler değil. Google’ın temellerinin bu isim altında olduğunu öğrenmek ise halen kulağa şaşırtıcı geliyor.
Alt Başlıklar
Google Fikri Nasıl Ortaya Çıktı?
Projeye başlandığında ilk yazılım örneği Backrub olarak hayata geçti. Bu isim kısa süre sonra Google adını alacaktı. Google, 1 rakamı ve ardından 100 sıfır eklenildiği durumu gösteriyordu. Bu hedefse sayısız bilgiyi depolamak ve insanlığa sunmak doğrultusunda belirlenmişti. O günlerde, bir arama motorunun her soruyu cevaplaması mümkün görünmüyordu. Dolayısıyla site sahipleri web sayfalarını dizin denilen listeleme sitelerine göndermeye devam ediyordu. 1998’de ilk 100.000$ yatırıma ulaştığında ise şirket genel doğum olarak bu tarihi seçti. O günlerde Google’ın aldığı yatırım çok konuşulmadı ve dünyada değerli bir yatırım olarak yankı bulmadı. Yahoo gibi daha çok kullanılan arama motorları da Google’ın yaptığı atağı henüz hissedemiyordu. Google, Yahoo gibi dünya devlerinin arasında nasıl yer buldu diye düşünmemek elde değil.
Google nasıl başarılı oldu sorusunun cevabı, arama motoru fikrinin ne kadar zor ve sağlam bir fikir etrafında birleştiğini de gösteriyordu. Google diğer arama motorlarından farklı olarak “en iyi” kavramını belirli bir fonksiyona yansıtmayı hedefledi. Yahoo gibi arama motorları en iyi fonksiyonunu popülist bir yaklaşımla tetikliyordu. Bir örnek vermek gerekirse, en çok aranan kelimelerde en çok link verilen bir site arama motorlarında üst sırada yer alıyordu. Sitenizin içerisinde ne kadar fazla konu hakkında konuşuyorsanız, Yahoo gözünde o kadar değerli içerik sunuyordunuz.
2000’e henüz girdiğimiz yıllarda ülkemizden bir örnek vermek gerekirse; “19 Mayıs” gibi bir arama yaptığınızda karşınızda şiirler ve duvar resimleri içeren bir site görüyordunuz. Bunun nedeni ilgili içeriğin çok fazla siteden link alması ve açılan sayfa içerisinde “19 Mayıs” arama teriminin görülmesiydi. Bu durum neredeyse tüm sonuçlarda benzerdi. Gerçekten bu arama ile ilgili bir aradığınızda arada çıkan onlarca siteyi kapatmak ve ihtiyacınız olan bilgiye ulaşmak zaman alıyordu. Google bu yapının değişmesi gerektiğinin farkındaydı ve sadece dış linklerden oluşan bir yapının, arama motoru sonuç kalitesi için yeterli olmadığını biliyordu.
Bu sebeple Google, önce Yahoo gibi arama motorlarının bu linkleme yapısını daha iyi bir hale getirmeyi hedefledi. Daha sonraki “iyi içerik” tespitleri ise daha fazla geri bildirime odaklanacaktı. Bu yıllarda arama motoru mimarisi nasıl çalışıyordu kısaca özetlemeye çalışalım. Diyelim ki yeni bir siteniz var, bu site dünyaya yeni gelmiş bir birey olarak düşünebilir. Gün geçtikçe ne kadar çok insan bu kişi hakkında konuşuyorsa o kişi o kadar popülerdir ve iyi işler yapıyordur. Bu mantık, arama motorlarını bir süre sonra tekelleşmiş bir arama düzenine gönderdi. Yüksek hitler alan bir web sitesi ne konuda içerik yayınlarsa yayınlasın o konuda en iyi sonuçları domine ediyordu. Bazı aramalarda bir web sitesinin bazen onlarca alt sayfası listeleniyordu.
Google Nasıl Başarılı Oldu?
Google nasıl başarılı oldu sorusunun ise köşe taşı cevabı burada karşımıza çıkıyor. Sığlık ekosistemini PageRank adını verdiği bir algoritma ile bertaraf etti. PageRank algoritması, yeterli veriyi toplayana kadar bu algoritmanın ne kadar önemli olduğu göz ardı edildi. Halen bu algoritmanın çalışma mantığı Google’ın güncel algoritmalarında kendini gösteriyor.
Pagerank Nasıl Çalışıyor?
Google’ın ilk göz ağrısı Pagerank, her web sitesini aldığı web sitelerine göre puanlayan bir sistem hesaplaması. Bu algoritmaya göre her bir web sitesi 0 ile 10 arasında puanlar alıyor. Eğer ne kadar yüksek puanlı bir web sitesinden link alırsanız(yani o sitede konuşulursanız), o kadar iyi bir arama sonucu katkısı alıyorsunuz. Bir süre sonra link aldığınız sitelerin puanları kadar bir puan elde ediliyordu. Google bu sistemin de tam verim sağlamadığını biliyordu. Pagerank yapısına yeni parametrelerin eklenmesi ise 2010 yılının sonlarında dünyaya duyurulmaya başlandı. Bu geçen on senelik süreçte ise Google her dilden ve coğrafyadan üretilen içeriklerin artmasına destek verdi. İçerikler her dilde ve kültürde yeteri kadar test edildiğinde ise kullanıcı davranışları da algoritmanın önemli değişkenleri arasına girmeye başladı.
Sosyal medya kullanımının da artması Pagerank algoritmasının daha nitelikli bir geri bildirim almasına neden oldu. Sosyal medya siteleri de aynı bir web sitesi gibi görülmeye başlandı. Sosyal medya üzerinde bir sitenin konuşulması da arama sonuçlarına etki etmeye başlamıştı.
Gelen ve giden linklerin kalitesinde bir skorlama yapan uzun bir süre şirket tarafından kullanılan bu sıralama algoritması halen dünyada kullanılmış en iyi sorting algoritmaları arasındadır.
import operator
sorted_pagerank = sorted(pagerank.items(), key=operator.itemgetter(1),reverse = True)
print(sorted_pagerank)
first_degree_connected_nodes = list(fb.neighbors(3437))
second_degree_connected_nodes = []
for x in first_degree_connected_nodes:
second_degree_connected_nodes+=list(fb.neighbors(x))
second_degree_connected_nodes.remove(3437)
second_degree_connected_nodes = list(set(second_degree_connected_nodes))
subgraph_3437 = nx.subgraph(fb,first_degree_connected_nodes+second_degree_connected_nodes)
pos = nx.spring_layout(subgraph_3437)
node_color = ['yellow' if v == 3437 else 'red' for v in subgraph_3437]
node_size = [1000 if v == 3437 else 35 for v in subgraph_3437]
plt.style.use('fivethirtyeight')
plt.rcParams['figure.figsize'] = (20, 15)
plt.axis('off')
nx.draw_networkx(subgraph_3437, pos, with_labels = False, node_color=node_color,node_size=node_size )
plt.show()
Yukarıda gösterilen grafik bir üstteki Python kodlarına benzer bir yapıda kodlanmış. Yukarıdaki örnekte anlaşıldığı gibi Facebook veya Twitter üzerinde birbirleri hakkında konuşan/linkVeren kullanıcıların birbirlerini skorlamaları hakkında bir yorum otonom hale getirilebilir. Pagerank bu denli önemli bir yapıdayken, artık anlık aramaları ve sayfaları yorumlama dönemine girilmişti. Bu dönemlerde de Panda ve Penguen adını verdiği algoritmalara kullanıcı tarafındaki verimliliği test etmek için özel algoritma deneyimlerini test etmeye başlamıştı. Google nasıl başarılı oldu sorusunun cevaplarından biri olan, algoritma tasarımları ile ilgili özel içerikleri gelecekte paylaşacağımı da hatırlatayım.
Google Satın Almaların Gizli Lideri
Şirketin algoritmaları web yazılımcıların daha iyi içerikler ve kodlar üretmesini desteklemek için tüm dünya ile bazen sınırlı bazen de tüm şeffaflığı ile hızlı bir şekilde dünyaya sunuluyordu. Peki bu algoritmalar aşağı yukarı belliyken neden daha iyi bir arama motoru geliştirilemedi? Şirket en fazla içeriği indeksleyen(bünyesinde barındıran) arama motoru haline geldiğinde pazardaki hakimiyeti çok kolay ulaşılamayacak duruma gelmişti. Bu noktada başarısını sürdürebilir yapması ise yaptığı satın alma hamlelerinde gizliydi. Bunlardan en önemlisi de şüphesiz Youtube platformu oldu.
Youtube, bugün dünyanın en büyük ikinci arama motoru olarak gösteriliyor. Youtube 2005 yılında 3 Paypal eski çalışanı tarafından kurulduktan bir yıl sonra Google tarafından satın alındı. Google, Youtube’da gösterilen başarının Youtube kurucularından daha fazla farkındaydı. İnsanlar belki saatlerce bir konu hakkında okuma yapmaz ama daha kolay bir biçimde saatlerce bir içeriği izleyebilirdi. İşte bu dışa vurum Youtube’un Google tarafından alınmasını olağan hale getirdi.
Youtube platformundan daha sonra ise DoubleClick isimli şirketin satın alınması , burada satın alma işlemlerinin rastgele yapılmadığının en büyük ispatı oldu. Youtube 1Milyar$, DoubleClick ise 3.1Milyar$ yatırımla satın alındı.
Bu satın alınmanın amacı, Youtube’da üretilen içeriği daha iyi desteklemek için bir yayıncı sistemi geliştirmekti. Dünyanın en gelişmiş reklam modelleri ve hali hazırdaki müşterileri sağlayan firmanın adı ise DoubleClick olarak biliniyordu. Bugün aşağı yukarı herkesin bildiği içerik üretme sistemi Youtube yayıncılarına DoubleClick satın almasından sonra geliştirilen yöntemlerle ödeme yapıyor.
Mobil cihazların büyük bir artış göstereceği 2005-2010 yılları arasında herkesin ön görüsüydü. Bu tahmini yapanlar dahi, beklenenden hızlı büyüyen bir sektörle karşılaştılar. Yine bu dönemlerde birçok Android yazılım destekçisi oluşumu satın alındı. Android yazılımının günümüze ulaşmasını sağlayan en doğal teşvik şüphesiz Google mühendislerinin oldu.
Google bu satın almalarda start-up yapısına asla dokunmadı. Kendi mühendislerinin önerileri ve çalışmalarını ise zaman zaman bu organizasyonlara uyguladı.
Google Başarısını Nasıl Sürdürülebilir Yaptı?
Şirketin yıllardır sektörünün lideri olmasının onlarca nedeni var. Bunlardan en çok önemsenen bölümü ise hayal gücü olarak karşımıza çıkıyor. Mühendislerine esnek çalışma saatleri veren ilk dev şirket. Benzer şirketlerde olduğu gibi bir kurumsallığı gerekli görmüyor. Esnek çalışma saatleri ve ofis saatleri adı verilen dönemlerde kendi projelerini geliştiren bir yapıya sahipler.
Burada üretilen birçok geliştirme de işte bu esnek saatlerde ortaya çıkıyor. Orkut Büyükkökten firmanın ilk mühendislerinden bir tanesi. Adını ise şirket içerisinde yaptığı yeniliklerden ziyade bir sosyal medya projesi ile duyurdu. Sosyal medyanın ilk örneğini yapan kişiyi aradığınızda karşınıza yabancı olmayan biri çıkıyor.
Google nasıl başarılı oldu ve olmaya devam ediyor sorusuna dönelim. Orkut gibi hayalini gerçekleştiren ve şirkete uygulamaya devam eden bir çok mühendisten oluşuyor. İşte sürdürülebilir bir başarıya sahip olmasının en önemli nedeni bu durum olarak gösteriliyor. Çalışanını ne kadar motive edersen, o kadar karşılık alırsın sözü bu şirkette her zaman kendini gösterdi.
Google Youtube Red oluşumu ve satın alımları ile ilgili bilgilerin yer aldığı yazı da ilginizi çekebilir.
Google Güncel Algoritma yapısını incelemek için aşağıdaki linki ziyaret edebilirsiniz.