McKinsey Global Institute’un geçenlerde yayınladığı rapora göre 2030 yılına kadar önemli sayıda iş alanı otomasyona uğrayabilir. Bu geçiş hemen gerçekleşmeyebilir fakat dünya genelinde 375 milyon çalışanı etkileyebilir.
Pek çok iş sahası teknolojik gelişmelere uyum sağlamaya başladı bile. İstatistiklerde otomatik iş gücünün yararlarını gösteriyor. McKinsey enstitüsü raporunda otomasyonun yükselişi ile özellikle fiziksel güçleriyle çalışan işçilerin tehlikede olduğunu belirtiyor. Otomatik bantta çalışan işçiler ve makina operatörleri de dahil pek çok farklı işçi de tehlike altında olan kişilerden.
McKinsey ayrıca raporunda şunlara yer verdi: “Otomasyona geçiş aşamasında dünya genelinde yaklaşık 375 milyon çalışanın(küresel iş gücünün yaklaşın %14’ü) yeni iş alanlarına yönelmesi ve yeni yetenekler geliştirmesini gerektirmekte. Eğer bu geçiş yavaş olursa, işsizlik artar ve bu da ekonomiye büyük zararlar verir.”
Otomasyona uğrama riski daha az olan iş alanları ise insan yönetimi gerektiren işler yani belirli bir seviyede sosyal etkileşim gerektiren durumlar ve robotların bunu yapma yeteneği yok(neyse ki!). Tesisatçılık, bahçıvanlık, bakıcılık gibi daha az tahmin edilebilir mesleklerde otomasyona uğrama riski az olan mesleklerden.
İngiltere ve Galler’de yapılan bir ankete göre, teknoloji son 140 yılda daha fazla iş alanının yaratılmasında yardımcı oldu. Hatta verilere göre teknoloji, yok ettiği iş alanlarından daha fazla iş alanı üretti. Teknolojinin iş alanlarını yok ettiği düşünülse de robotikler, insanların yetersiz kaldığı veya onlara tehlikeli olabilecek iş alanlarında etkinler.
Anlıyoruz ki yakın bir gelecekte robotlar başımıza daha fazla çorap örmeye devam edecek. Siz siz olun kendinizi geliştirmeye devam edin yoksa bir sabah ansızsın kendinizi işsiz bulabilirsiniz.