Drone araçlarını halen oyuncak araba kullanır gibi kullananlardan olduğumu söylemek isterim. Drone mimarisi yazılım olarak nasıl geliştiriliyor? merakı da buralarda başladı. Arkadaşlarla açık alana her gidildiğinde “dur kanka bir de ben çekeyim yhaa” sesleri arasında başlayan maceramız; pilin bitmesi, verilecek pozların tükenmesi, hava karardı gibi sebeplerle sona eriyor. Oysa ki dronlarla ilgili yapılan çalışmalar bu küçük hava araçlarının bir çok sektöre alternatif olacağına dair ip uçları veriyor. Son zamanlarda Jetgiller örneklerinden sık sık bahsettiğimiz gerçeğini tekrar hatırlıyorum. Hatırlamamak mümkün değil sanki bu çizgi film yapılırken dronların geleceği biliniyordu ve sanki o zamanlar yapay zekanın neler yapabildiği biliniyordu. Efsaneleri siz aklınıza getirmeden ben hatırlattım, başka dikkat dağıtıcı bir fikriniz yoksa sıkı tutunun mimariye uçuyoruz.
Teknolojinin bir çok etkisi hayatımızda sıradanlaşmaya başladı. Gün içerisinde en çok gördüğümüz nesneleri düşünmenizi istiyorum. Sabah kalktınız ve akşam yatağınıza girdiğiniz süreçte geçirdiğiniz zamanda en çok ne görüyorsunuz? İlk akla gelenler cep telefonları(cep olmayanları neden halen hayatımızda bilmiyorum…), arabalar ve masa, sandalye gibi nesnelerdir. En çok yer işgal edenleri kombinasyonuna girdiğimizde ise ortaya araçlar çıkıyor. Otobüs, metro, vapur, araba derken çeşit çeşit makine ve bunların karakteristik özellikleri… Üretim süreçleri farklı, kullananın uzmanlığı yada tecrübesi farklı derken çeşitlenen teknoloji tek bir alana odaklamak zorlaşıyor. İnsansız hava araçlarında ise teknolojinin karadan yada denizde çalışabilir olması önemsizleşiyor.
İnsansız hava araçlarına dair haberleri 2000’li yıllarda sık duymaya başlasak da biraz zorlarsak ilk insansız hava aracının 1930’lu yıllarda icat edildiğini gözlemliyoruz. Bu araç uzaktan kontrol edilebilen ve pilotsuz uçan bir savaş aracı olmak üzere üretilmiş fakat birinci dünya savaşının sonuna yetişmesinden dolayı aktif olarak savaş alanlarında kullanılmamış.
Bu tasarımdan önceki insansız hava aracı ise günümüzdeki kullanılanlara uzaktan, yakından benzemiyor. Franz Von Uchatius isimli Avusturya doğumlu mucit 1849 yılındaki icadı ile ilk insansız hava saldırısını da gerçekleştirmiş.
Günümüzde USA dronları geliştirmekten daha çok güvenliklerini nasıl sağlayacaklarını tasarlıyor. Ar-Ge çalışmalarında Amerikan Hava Kuvvetleri birimleri insansız hava araçlarının kişisel yada kitlesel kullanımlarında bir tehlikeye yol açmaması için geliştirmeler yapıyor. Bunun sebebi Franz Von Uchatius ve Charles F. Kettering’in farklı icatlarının pek hayırlı işlerde kullanılmamış olması olabilir. 1918 yılından sonra adı fazlaca herkese açık yayınlarda geçmeyen bu araçların kullanımları uydu teknolojilerinin gelişimlerine bağlı olarak artmaya başladı.
Drone Mimarisi Nasıl Geliştiriliyor?
Drone teknolojisi esasında uzaktan kumanda edilebilen chiplerin gelişimi sonucunda günümüzdeki noktaya geldi. Hatta bu üretimin seri halde yapılması ve artık insansız helikopter ve uçakların oyuncak olarak kullanılmasını bile sağlıyor. Drone teknolojisi genelde üç ana devre şemasının birleşiminden oluşuyor:
- Uzaktan kumanda devresi
- Motor birimleri devresi
- Özelliğine göre kullanılan sistemin devresi(askeri teknikler, görüntü alma, yangın söndürme vb.)
Drone teknolojilerinin artış gösterdiği yıl 2017 yılı olarak özetlenir. 2018’de özellikle lojistik sektöründe insansız hava araçları uygulamalarını daha çok göreceğiz.